Buz, Viski, Çikolata Sosu ve Hostesim (3)
İlk Hikaye:
http://xhamster.com/user/bulge31/posts/444623.html
İkinci Hikaye:
http://xhamster.com/user/bulge31/posts/447393.html
İlk hikayelerden Sevilay ile tanıştığımız yeri hatırlayacaksınız. O deli günün akşamını beraber geçirip evlerimize geçmiştik. Kız arkadaşım olduğunu Sevilay’a anlattım. Müsait olduğumuz zamanlarda watsapptan yazışmaya başladık. O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Telefon dışında görüşmek için bir fırsat bulamadık. Hafta sonu kız arkadaşımla birlikte havuza indik. İndiğimizde Sevilay ile Fatma’da oradaydı. Yanlarından geçerken başımla hafifçe selam verdim. Kız arkadaşım bu hareketi görmedi. Fatma da Sevilay’la yaşadıklarımızı bilmiyordu. Kendimize birer şezlong bulup oturduk. Güneş gözlüklerim gözümde Sevilay’ı takip ediyordum. Arada kaçamak bakışlar atıyor, bize bakarak Fatma’yla bir şeyler konuşuyorlardı.
Bir saat kadar güneşlendim. Fatma havlusuyla duşa gitmek için önümüzden geçerken yine selam verdi. Kız arkadaşım kim olduğunu sordu. Burada tanıştığımızı, komşum olduğunu söyledim. Pek önemsemedi. Fatma duştan çıkıp direkt havuza girdi. Sürekli onları takip ediyordum. On beş yirmi dakika sonra Sevilay yerinden kalkarak duşa doğru yöneldi. Önümüzden geçerken kalçasını temizliyor gibi yapıp birkaç kere okşadı. Tam duşun kapısından girerken parmağını bikini altının içine, yarığının başladığı yere kadar sokup düzeltti. Ona baktığımı biliyordu.
Yerimden doğrulup kız arkadaşıma tuvalete gideceğimi söyledim. Hızlı hızlı duş ve tuvaletlerin bulunduğu hole girdim. İçeriye kimsenin girdiğini görmedim ama birilerinin olma ihtimaline karşı birkaç kere öksürdüm. Ses seda yoktu. Telefonumu elime aldım, başkasıyla konuşuyormuş gibi yapıp;
– “Ben duştayım.”, “Seni aradım.”, “Sen gelene kadar bekleyeceğim.”, “Neredesin sen şuan.” gibi saçma cümleleri bağıra bağıra söylüyordum. Sevilay’dan çıt çıkmıyordu. Başka kimseden de ses gelmiyordu. “Anlamadı bu geri zekalı diye düşünüp” bayan tarafına daldım. İçeride soyunma odası tarafındaki bankoda oturmuş, telefonuyla oynuyordu. Geldiğimi de duymamış olacak ki beni görünce irkildi.
– “Neden ses vermiyorsun” dedim.
– “Telefonla konuşuyordun” dedi.
– “Telefonla konuşmak için niye peşinden duşa geleyim?” diye tersledim.
– “Ne bileyim.” dedi.
– “Özlemişim lan.” deyip yanına oturdum. Dudaklarına vahşi bir şekilde yapıştım. Bir elimi göğsüne attım, bir elim kalçasına inip bikinisinin içine girdi. Etini deli gibi sıkıyordum. Öpüşme seslerimiz duşta yankılanıyordu. Göğüslerini kalçasını öyle sıkıyordum ki kurtulmak için beni itiyordu. Birkaç saniye içinde kendime geldim. Kurtulur kurtulmaz “Yavaş, acıtıyorsun.” dedi. Kolundan tutup duş kabinine soktum. Perdeyi alelade çektim. Sırtını duvara yaslayıp, bikinisinin üzerini çıkardım. Harika göğüslerini ve kahverengi göğüs başlarını birbirine yaklaştırıp iki göğüs başını da ağzıma aldım. Deli gibi emiyordum. Her yaptığımız hareket müthiş hızlı gerçekleşiyordu. Elini şortuma attı. Taşaklarımı eline almış, okşuyordu. Kafamı göğüslerinden kaldırıp dudaklarına yapıştım. Şortumu indirip yarağımı eline verdim. Ellerim göğüslerindeydi. Yüksek sesli nefeslerimiz duşun dışından duyulabilirdi. Başının üzerine elimi koyup aşağı bastırdım. Ne istediğimi anlamıştı.
– “Biri gelecek.” dedi.
– “Sessiz yap. Çok azdım.” dedim.
– “Sevgilin yapsın.” dedi.
– “Sen başkasın.” deyip yarağımın başını ağzına bastırdım. Henüz yarım kalkmıştı. Tamamını ağzına soktu. Emiyor, ağzının içinde dilini üzerinde gezdiriyordu. Bir dakika kadar yaptıktan sonra ayağa kalkmaya çalıştı. Birinin gelip yakalanacağımızdan korkuyordu. Dayanamayacağımı sokmak istediğimi söyledim. Olmaz molmaz dese de sırtını döndürüp bikini altını dizlerine kadar indirmiştim. Hızlıca yarağımı tükürükleyip amına dayadım. Henüz tam sulanmamıştı. Yarağını amını yara yara içine soktum. Canı acımıştı. “”Yavaş.”, “Yapma.” diyordu. Zaten olacak gibi de değildi. İçinden çıktım. Dudaklarına kısa bir öpücük kondurdum.
– “Saate bakıp 11 de otoparka çık” dedim.
– “Neden?” dedi.
– “Saat 11 civarı ben çıkacağım. Ben çıktıktan 5 dakika sonra otoparkta buluş benle” dedim. Cevap vermedi ama bakışları bir şeyler anlatıyordu. Göğüslerinin üzerine bir öpücük daha kondurduktan sonra etrafı kolaçan ederek duştan çıktım.
Şezlonga döndüğümde saat 10 a gelmişti. Biraz havuzda yüzüp, biraz güneşlendikten sonra kız arkadaşıma yemek için bir şeyler isteyip istemediğini sordum. İstemediğini söylese de çerez içecek vb. almak için markete gideceğimi söyledim. Tişörtümü giyip çıktım. Arabanın anahtarlarını eve bırakmıştım. Araba dediğim şirketin kiradan dönen bir Mercedes Vito midibüstü. Akşam şirketten çıkarken havuzda kalan araçlardan çalışanlar ihtiyacına göre araba alıp çıkardı. O akşam geç çıktığım için bana midibüs kalmıştı. Evime 25 dakika uzakta olduğum için dert etmeden alıp çıktım. Evden anahtarı alıp otoparka indim, arabaya oturdum. Çok geçmeden Sevilay binanın arkasında göründü. Beline pareosunu bağlamış, üzerine dar tişörtünü giymişti. Selektör yapsam da midibüste beklediği tahmin etmediğinden dikkat etmemişti. Camı açıp kısık sesle seslendim. Arabanın yanına gelirken kayar kapının düğmesine bastım. Arabaya binmesini söyledim. Binmekte tereddütlüydü. Etrafa bakınıyordu. Hafta sonu sabah saatleri olmasından etraf oldukça sessizdi. Açık otoparkta olmasından dolayı balkonlarda insanlar olması muhtemeldi ama görünürde kimse yoktu. Bir iki kafa işaretinden sonra içeri girdi. Midibüsün kapısını kapattıktan sonra bende arkaya geçtim. “Burada olmaz.” dediyse de durmadım. Midibüs köşede araçların arasındaydı. İyice yaklaşıp camdan içeri bakılmadıkça içerinin görünmesi muhtemel değildi. Koltuğa oturtup bacaklarını ayırdım. Kafamı bacak arasına sokup bikini altını sıyırdım. O hala korkuyor, söyleniyor, kafamı ittirmeye çalışıyordu. Durmayacağımı anlayınca kafamı ittirmekten vazgeçti. Klitorisine odaklanmıştım. Dilimle deli gibi uyarıyordum. Bacaklarını öne doğru çekip orta parmağımı amına soktum. Amının içinden klitorisine denk gelen tırtıklı bölgeyi parmağımla uyarıyor, dışardan da emiyordum.
Amı iyice sulanmıştı. Yarağım o otoparkta göründüğünden beri taş gibi sertleşmiş, dimdik duruyordu. Şortumu çıkarıp üzerine çullandım. Kasıklarımı bacaklarının arasına yerleştirip ellerimi göğüslerine attım. Yarağım amı bulduğu anda hızlıca içine ittirdim. Duştaki canının acımasını hatırlayıp irkilse de amı iyice sulanmış, davetkar bir haldeydi. Ellerim göğüslerinde, içine girip çıkmaya başladım. Bir süre böyle devam ettikten sonra kapının önündeki boşluğa domalttım. Hızlıca içine girip pompalamaya devam ettim. Vakit geçiyordu. Boşalmamın uzun süreceğini anladım. İçinden çıkıp kafasını yarağıma doğru çevirdim. Yarağımın başını ağzına sokup mastürbasyon yapmaya başladım. Elini taşaklarıma atmış okşuyordu. Bir süre yarağımın başını emdikten sonra eline biraz tükürük alıp parmağını deliğime götürdü. Eliyle deliğin etrafında daireler çizerken yarağımın başını emiyordu. Ben mastürbasyona daha hızlı devam ettim. Zevk inanılmazdı. Parmağının ucunu hafif hafif sokup çıkarıyordu. Çok geçmeden taşaklarımın sertleştiğini kasıldığımı hissettim. Çok acayip bir boşalma geliyordu. Saçlarından tutup yarağımı alabildiği kadar boğazına bastırdım. İçimde birikmiş ne kadar döl varsa gırtlağına boşalttım. Öksürükle yarağımı çıkardı. Ağzından dökülen döllerimi eliyle toplamaya çalışıyordu. Daha fazla dayanamayıp hepsini tükürüp, öksürük krizine girdi.
Hızlıca toparlandık. Ona havuza gitmesini benim markete gideceğimi söyledim. Marketten alacaklarımı alıp havuza döndüm. Saat üç gibi havuzdan çıktık. Çıkarken yine başımla selamladım Sevilay’ı. Ertesi gün arabayı şirkete bıraktım. Araçlarla ilgilenen çocuk aracı yıkamaya götürdü. Çocuk aracı yıkattıktan sonra beni gördükçe gülümsüyordu. O olmasa da, yıkamadakiler tecrübelerinden paspastaki lekeyi anlamışlardır diye düşündüm. Sevilay’la uzun zamandır yüz yüze görüşemesekte telefondan sohbetimiz devam ediyor.